designer

designer
atelier...

27.03.2013

***PINK DREAMS FOR HOLLIE!!!***

I've had a new customer, who wanted a lot of things on her wedding shoes, from UK.

Can you believe she actually wanted: a pyramid, 2 camels, a couple of palms trees with green leaves, her fiancee proposing with a huge diamond ring while she is wearing an orange-pink-blue-black sytripy dress and her blonde hair in a bun, 2 little blue birds holding a banner with the engagement place&date on it, the Eiffel tower under fireworks, a small cupcake, Champagne flutes, 2 dolphins, a bunch of pink lilies, wedding bells, a white door with number 14 on it, bride throwing her bouquet and finally shiny hearts at the back with her name&the wedding date written on them???
I had to eliminate a few, but I managed to place the most of it!
İngiltere'den düğün ayakkabıları üzerinde çok fazla şey isteyen bir müşterim oldu.

İnanabiliyor musunuz bunların tamamını istedi: bir piramit, 2 deve, yeşil yapraklı bir iki palmiye ağacı, kendisi turuncu-mavi-pembe-siyah çizgili elbisesini giyerken ve sarı saçları topuz yapılmış olarak ona dev bir tektaşla evlenme teklif eden nişanlısı, 2 minik mavi kuşun tuttuğu bant üzerinde nişan yeri ve tarihi, havai fişekler altında Eiffel kulesi, küçük bir cupcake, şampanya kadehleri, 2 yunus, bir buket pembe lilyum, düğün çanları, üzerinde 14no. yazan beyaz bir kapı, buketini fırlatan gelin ve son olarak arkalarda içine adı ve düğün tarihi yazan parlak pembe kalpler??
Bir ikisini elemek zorunda kaldım, ama çoğunu sığdırabildim!



I finished these shoes with a lot of glitter and sparkling beads...

You can see them here.
Bu ayakkabıları bolca ışıltı ve parıldayan boncuklarla tamamladım....

Buradan bakabilirsiniz. 









22.03.2013

RAPUNZEL,RAPUNZEL LET DOWN YOUR HAIR!

This is the tale of a maiden locked in a tower... 
Bu kuleye kapatılmış bir genç kızın hikayesi....
Rapunzel's story has similarities to the 10th century Persian tale of Rudaba, included in the epic poem of Shahnameh by Ferdowsi. Rudaba offers to let down her hair from her tower so that her lover Zal can climb up to her. *
Rapunzel'in hikayesi, 10.yy. Firdevsi'nin destanı Şehname'sinde geçen Fars masalı Rudaba ile benzerlikler gösterir. Rudaba sevgilisi Zal ona tırmansın diye saçlarını kuleden aşağı sarkıtır.*
Once upon a time, a lonely couple, who want a child, lived next to a walled garden belonging to a witch. After the wife gets pregnant, she notices a rapunzel plant (lettuce), growing in the garden and longs for it desperately. On each of two nights, the husband breaks into the garden to gather some for her; on a third night, the witch catches him and accuses him of theft. He begs for mercy, and the old woman agrees to be lenient, on condition that the then-unborn child be surrendered to her at birth. Desperate, the man agrees. When the baby girl is born, the witch takes the child to raise as her own, and names the baby Rapunzel. Rapunzel grows up to be the most beautiful child in the world with long golden hair. When Rapunzel reaches her twelfth year, the old witch shuts her away in a tower in the middle of the woods, with neither stairs nor a door, and only one room and one window... When the witch visits Rapunzel, she stands beneath the tower and calls out:
Bir zamanlar, yıllardır çocukları olmayan yalnız bir çift, cadının tekinin oturduğu yüksek duvarlı bir bahçeye komşu yaşarmış. Hamile kaldıktan sonra kadın bu bahçedeki marulları gördüğünde canı çok çekmiş, aşeriyormuş.  İki gece, kocası duvarı aşıp bahçeye girmiş ve karısına birer marul getirmiş, fakat 3. gece cadı onu yakalayıp hırsızlıkla suçlamış. Adam cadıya merhameti için yalvarmış, cadı bir şartla yumuşak davranmayı kabul etmiş:henüz doğmamış çocukları doğumundan itibaren kendisine teslim edilecekmiş.  Çaresiz adam razı olmuş. Bebek doğunca cadı onu alıp yanında büyütmüş ve kız çocuğuna Rapunzel adını koymuş. Rapunzel upuzun altın sarısı saçlarıyla dünyadaki en güzel kız çocuğu olmuş. Kız 12 yaşına gelince yaşlı cadı onu ormanın ortasında bir kuleye kapatmış, ne kuleye çıkan bir merdiven,,ne kapı varmış; yalnızca bir penceresi olan tek bir oda... Cadı ziyarete geldiği zaman pencere altında dikilip ona bağırırmış:

"Rapunzel, Rapunzel, let down your hair, so that I may climb the golden stair!".
"Rapunzel, Rapunzel indir aşağı altın saçlarını da tırmanayım!"
Hearing these words, Rapunzel would wrap her long, fair hair around a hook beside the window, dropping it down to the women, who would then climb up the hair to Rapunzel's tower room.  One day, a prince rides through the forest and hears Rapunzel singing from the tower. Entranced by her ethereal voice, he searches for the girl and discovers the tower, but is naturally unable to enter. He returns often, listening to her beautiful singing, and one day sees the witch visit, and thus learns how to gain access to Rapunzel. When she is gone, he bids Rapunzel let her hair down. When she does so, he climbs up, makes her acquaintance, and eventually asks her to marry him. Rapunzel agrees.
Bu sözleri duyan Rapunzel, uzun saçlarını pencere kenarındaki kancaya dolayıp aşağı sarkıtıyormuş ki, yaşlı kadın kuleye tırmanıp içeri girsin. Bir gün, ormanda at binen bir prens Rapunzel'in şarkı söylerken sesini duymuş. Kızın meleksi sesiyle büyülenen prens, araya araya kuleyi bulmuşsa da, içeri girmeyi başaramamış. Defalarca kere gelip kızın şarkılarını dinlemiş, bir seferinde cadının ziyaretine denk gelince Rapunzel'e ulaşmanın yolunu öğrenmiş. Kadın gittikten sonra Rapunzel'e saçlarını salması için yalvarmış, sonra da tırmanıp onunla tanışmış. Sonunda Rapunzel prensin evlenme teklifini kabul etmiş.

Together they plan a means of escape, wherein he will come each night and bring her silk, which Rapunzel will gradually weave into a ladder. Before the plan can come to fruition, however, Rapunzel foolishly gives the prince away. In anger, the witch cuts short Rapunzel's braided hair and casts her out into the wilderness to fend for herself. When the prince comes to visit her, the angry witch lets down her braid for him and to his horror, he finds himself staring at the witch instead of Rapunzel, who is nowhere to be found. He leaps from the tower in despair and is blinded by the thorns below. For months of wandering, the prince eventually comes to the wilderness where Rapunzel now lives with the twins she has given birth to, a boy and a girl. One day, as Rapunzel sings while she fetches water, the prince hears Rapunzel's voice again, and they are reunited. When they fall into each other's arms, her tears immediately restore his sight. The prince leads her and their children to his kingdom, where they live happily ever after.
Birlikte bir kaçış planı yapmışlar; prens her gece gizlice gelip ipek getirecekmiş, Rapunzel bunları örüp merdiven yapsın diye. Fakat plan gerçekleşmeden, Rapunzel saflığından ağzından kaçırmış. Öfkelenen cadı, örgülü saçlarını kısacık kestiği Rapunzel'i ormana tek başına bırakmış. Prens yine ziyarete geldiğinde, kızgın cadı Rapunzel'in kestiği örgüsünü uzatmış ve prens karşısında cadıyı bulunca korkudan titremiş. Rapunzel'den iz olmadığını öğrenince kederle kuleden atlayan prensin gözlerini dikenli çalılar kör etmiş. Aylarca dolaşıp aradıktan sonra prens sonunda Rapunzel'in artık yaşadığı ormana gelip, su taşırken şarkı söyleyen Rapunzel'i sesinden tanımış. Kadın bir kız bir oğlan ikizler doğurmuş ve yeniden bir araya gelmişler. Sarıldıkları zaman gözyaşları gözlerini iyileştirir, prens prensesle çocukları krallığına götürür. Sonsuza dek mutlu yaşarlar.

These are customized wedding shoes for Amy&Brad from US. We agreed upon Rapunzel theme and I painted Rapunzel letting down her gorgeous golden hair from the tower, using 3d gold paint and glitter. On the toe-cap the prince is pictured wrapped up in her hair. :) On the other shoe, I painted his magnificent white horse and their marriage scene. Violet satin ribbons are used and pearls&crystals are added to complete the fairy tale look. Their names are written on platforms. 
Bunlar Amerika'dan Amy&Brad için tasarladığım düğün ayakkabıları. Rapunzel temasında karar kıldık, ben de Rapunzel'i o muhteşem altın sarısı saçlarını kuleden sarkıtırken çizdim, kabartılı altın boya ve ışıltı kullandım. Burun kısmında prens saçlarına dolanmış görülüyor :) Diğer ayakkabıda, prensin şahane atını ve evlenme sahnesini resmettim. Eflatun saten kurdeleler kullanıldı ve incilerle kristaller eklenerek masal havası tamamlandı. Adları platformlara yazıldı.

Create your own fairy tale shoes here :)
Kendi masal ayakkabılarınızı burada tasarlayın :)




*Thanks Wikipedia!
*Teşekkürler wikipedia!

13.03.2013

BEAUTY&THE BEAST !




Anyone who remembers the tale Beauty&the Beast?

Once upon a time the sweeter, more generous daughter out of 3 of a wealthy merchant, asked her father who went down to the harbour, not for fancy dresses or jewels like her sisters, but only for a red rose. On his way home, when the father picks up a red rose from a castle garden, the beast who owns the castle gets furious. This beast, who promises not to kill the father only if his daughter comes to live with him in his castle, looks horrible and the beautiful girl who agrees forcedly to go to him, gets shivers whenever she catches sight of him. But in time, seeing his nice manners she gets used to him and even feels she likes the monster, spending 1 week with her sick father she misses him and gets back to the castle. Finding the beast about to die in the garden, she pities him, hugs and as soon as she says she wants to mary him, the beast turns into a handsome prince. Apparently the prince is spellbound, turned into a monster with a horrible face...

Güzel ve Çirkin masalını hatırlayan var mı??

Hani, bir zamanlar zengin bir tüccar olan babanın 3 kızından biri, diğer kardeşlerinden daha iyi yürekli olduğu için, limana inen babasından mücevherler ve güzel elbiseler yerine ona yalnızca bir kırmızı gül getirmesini ister. Baba dönüş yolunda gülü bir şatonun bahçesinden koparınca, şatoda yaşayan canavarı kızdırır. Ancak güzel kızının gelip onla şatosunda yaşaması koşuluyla babanın canını bağışlayan canavar, korkunç görünüşlüdür ve mecburen yanına gitmeyi kabullenen güzel kızın ona baktıkça ödü patlar. Fakat zamanla tatlı tavırlarını gördükçe ona alışıp hatta canavarı sevdiğini hisseder ve hasta olduğunu duyduğu babasını ziyarete gittiği 1 hafta içinde canavarı özleyip şatoya geri döner. Korkunç canavarı hasretinden ölmek üzere bahçede yatarken bulunca acıyıp ona sarılır ve onunla evlenmek istediğini söyler söylemez yaratık birdenbire yakışıklı bir prense dönüşür. Meğer prense büyü yapılmış, yüzüne bakılmayacak kadar çirkin bir yaratığa dönüştürülmüştür...
When Jennifer from the US asked for a pair of Beauty&the Beast themed handpainted wedding shoes, I remembered it was my second favourite tale after Hänsel and Gretel. :)
Amerika'dan Jennifer bir çift Güzel ve Çirkin temalı elde boyanmış düğün ayakkabıları istediğinde, Hänsel ve Gretel'den sonra en sevdiğim ikinci masal olduğunu hatırladım. :)



So, I decide to paint the Beauty on one shoe's toe-cap and the Beast on the other, picturing the classical Disney characters; the girl in her gorgeous yellow dress and the monster in his blue suit.
Böylece, ayakkabıların birinin burun kısmına Güzel'i ve diğerine Çirkin'i boyamaya karar verdim, klasik Disney karakterlerine sadık kalarak; kızı muhteşem sarı elbisesi içinde ve canavarı mavi frak giymiş olarak.

I wrote the bride&groom's name on both shoes' sides and put a red rose on each heel, to match the tale.
Gelin ve damadın isimlerini yanlara yazdım ve topuklara birer kırmızı gül koydum, masala uysun diye.

 
The wedding date is added in red hearts at the back, lined with clear crystals and the shoes are decorated with crystals to add some more sparkle :)
Düğün tarihi arkalarda etrafı şeffaf kristallerle çevrili kırmızı kalpler içine yazıldı ve ayakkabılar kristal taşlarla süslenip biraz daha ışıltı kazandırıldı :)

I think I will go on painting fairy tale themed bridal shoes, they look splendid!
You can order them here.
Sanırım masal temalı gelin ayakkabıları yapmaya devam edeceğim, muhteşem görünüyorlar!
Buradan sipariş verebilirsiniz.
















6.03.2013

PATRICK&DANIELLE ARE TYING THE KNOT!

I have to work extra hard these weeks to finish my orders, but spring is coming! One has to enjoy it to the fullest!
Bu haftalarda fazladan sıkı çalışmak zorundayım eski siparişlerimi bitirmek için, ama bahar geliyor! İnsan olabildiğince tadını çıkarmalı! 
I take walks in fresh air before breakfast to start my day energetic and I prepare myself fruit salads while working. I am planning to take a short trip to Burgazada one morning, all by myself, wearing tennis shoes, and read a Sait Faik story relaxing under a tree...
Güne enerjik başlamak için sabahları kahvaltıdan evvel açık havada yürüyüşe çıkıyorum ve çalışırken atıştırmak için kendime meyve salataları hazırlıyorum. Bir sabah vakti, tek başıma Burgazada'ya gezmeye gitmeyi planlıyorum, lastik ayakkabılarımı giyip, bir ağaç altında rahatlarken bir Sait Faik hikayesi okumayı...

I am trying to finish my previous orders this week, and yesterday I made a pair for Patrick&Danielle from US.
Bu hafta eksi siparişlerimi tamamlamaya çalışıyorum ve dün Amerika'dan Patrick ile Danielle için bir çift hazırladım. 


I wrote their names with an old English font on the outer side of one shoe, and put a Celtic love knot in the middle. I myself am a big fan of Irish/Celtic culture by the way. On the other one Danielle wanted to have the coordinates of the places where they met and where she got her proposal, to be added. I wrote the numbers in a blue ribbon. 
Tek ayakkabının dış yanına adlarını eski İngiliz tipi bir yazı karakteri ile yazdım ve aralarına bir Kelt aşk düğümü koydum. Ben de şahsen İrlanda/Kelt kültürünün hayranıyım. Diğerinde Danielle tanıştıkları ve evlenme teklifi aldığı yerlerin koordinatlarının yazılmasını istedi, ben de mavi bir şerit içine rakamları yazdım.


She told me how she saw a humming bird in the middle of a snow storm, which is supposed to be good luck, so I painted the scene on one shoe's toe-cap. On the other, I pictured the couple cutting the wedding cake:) "just married " is written in shiny pink hearts at the back and the shoes are decorated with pearls. 
Bana bir kar fırtınası ortasında sinekkuşu gördüğünü anlattı, iyi şans getirdiğine inanıldığı için ayakkabıların birinin burun kısmına o sahneyi boyadım. Diğerinde çifti düğün pastası keserken resmettim.:) Arkadaki parlak pembe kalpler içine "just married" yazıldı ve ayakkabılar incilerle süslendi.

Do not wait too long to tie the knot! ;)
Evlilik bağıyla bağlanmak için fazla beklemeyin! ;)